Paylaşmak güzeldir
Netflix’de Joshua Fields Millburn ve Ryan Nicodemus’un Minimalizm belgeselini izleyenler veya çıkardıkları Minimalizm: Anlamlı Bir Yaşam isimli kitabı okuyanlar, bu ikilinin hayatlarında bir amaç ve denge bulmanın ancak başka insanların hayatına değer katarak mümkün olabileceğini farkettiklerini ve insanlara bunu önerdiğini bilir. Ben de birçok insan gibi bunu çok daha uzun zaman önce farketmiştim. Bir insan, ancak başka bir insanın hayatına değer kattığında gerçekten kendi yaşamı da bir anlam kazanıyor.
İnsanları mutlu etmek!
Paylaşmayı, sadece ihtiyaç sahibi bir insana veya kuruma destek olarak görmemek lazım. Bir insanın maddiyat dışında sevgiye, ilgiye, psikolojik desteğe veya güzel bir anı yaşamaya da ihtiyacı olabilir. Paylaştığınızda başka insanları mutlu edersiniz ve siz de mutlu olursunuz. Aşağıdaki videoda sunucunun 00:28’de söylediği gibi “herkes mutlu” olabilir. Sadece biraz cömert olmanız yeterli.
Ben de bu felsefeyle uzun bir süredir kendi imkânlarım ölçüsünde paylaşımlar yapmaya çalışıyorum. Paylaşım yaptığım insanlar veya kurumlar da mutlu oluyor, ben de mutlu oluyorum. Başkalarının hayatına dokunarak, adeta bir kelebek etkisiyle daha güzel şeylerin olabilmesine vesile olma düşüncesi ayrıca mutluluk veriyor. Yani Deniz Yıldızı hikayesinde olduğu gibi, sadece bir kişiyi bile mutlu edebilecek bir iyiliğin aslında çok önemli olduğunu görebilmek, yaşamın anlam kazandığı an oluyor.
Minimalizm ve paylaşmak
Minimalist felsefeyi çok uzun süre önce benimsemiş olmak, beni bu tarz paylaşımlar konusunda daha da istekli hale getirdi. Bu sayede, sürekli olarak bende fazla ve atıl durumda olan ne var, bunu başkaları için nasıl değerlendirebilirim diye sorguladım. Bu da zaman içerisinde düzenli paylaşımlara dönüştü. Yani eğer paylaşma konusunda daha cömert olmak istiyorsanız, öncelikle minimalist yaşam felsefesinin özünü kavramanız gerekiyor.
Tanımadığınız insanları mutlu etmek
Bir şeyler paylaşmak ve mutlu etmek istediğiniz bir insanı tanıyor olmanız veya karşılık beklemeniz gerekmez. Önemli olan, doğru paylaşımın, doğru kişilerle yapılması. Örneğin, çok sayıdaki koleksiyonlarımın çoğundan vazgeçmeye karar vermiştim. Bunlardan birisi de, eskilerden kalma mini bir rozet koleksiyonumdu.Bu koleksiyonu rastgele birisine vermek veya internette satmak yerine bunu daha ciddi bir koleksiyon haline getirmiş bir başkasına hediye etmenin güzel olacağına karar verdim. İnternette rozet koleksiyonu yapan birisine ulaştım ve kendisine bu mini koleksiyonu gönderdim. Şu paylaşım ve teşekkür yazısı gerçekten de doğru bir şey yaptığımı gösterdi.
Kitapları paylaşmak
Daha önce Kitaplığı minimize etmek yazısında da bahsettiğim gibi, sizin için atıl durumda bulunan basit bir kitap bile bir başkası için çok şey ifade edebilir. Bugüne kadar satın aldığım her üç kitaptan ikisini kişilere veya kurumlara bağışladım veya arkadaşlarıma hediye ettim.
Bunlar dışında Anadolu’nın çeşitli okullarına kitaplar ve ansiklopediler gönderdim. Yerel kütüphanelere kitap bağışladım ve sayısız insana da kitaplarımı hediye ettim. Bunları da bakın neler yaptım diye göstermek için değil, başkalarına da ilham vermek ve teşvik etmek için paylaşıyorum. Kitaplarınızı paylaşın. Başka insanların onlara ihtiyacı var.
Eşya ve kılık kıyafet paylaşımı
Bir dönem, elden çıkarmak istediğim çoğu şeyi Sahibinden.com gibi siteler üzerinden satıyordum. Çelik para kasasından dikiş makinesine, scooter’dan haltere kadar birçok şey sattım. Bu dönemde ederi 1000 lira olduğu halde 200 lira fiyat biçtiğim bir eşyayı, almak için kapıma kadar gelip de hâlâ indirim için pazarlık yapmaya, yani son dakika golü atmaya çalışan açıkgöz insanları gördüm. Açıkcası bu beni, ikinci el eşyalarımı satmaktan soğuttu. Bunun yerine, eğer özel bir ederi yoksa eşyalarımı satmak yerine hibe ederek değerlendirmeyi tercih etmeye başladım.
Gezi Parkı olaylarının yaşandığı dönemin ardından ortaya çıkan yardımlaşma rüzgarı sayesinde freecycle denen grupları kefettim. Bu gruplarda insanlar, kullanmadıkları her türlü eşyayı, o eşyaya ihtiyaç duyan bir başkasına karşılıksız olarak hediye ediyor. Böylece gereksiz bir tüketimin önüne geçiliyor.
Aynı dönemde Kadıköy Yoğutçu Parkı’nda kurulan Çapulcu Pazarı da freecycle grupları ile aynı ilevi görüyordu. Oraya da birkaç hafta boyunca gittim. Giyecek başta olmak üzere, kitap ve evdeki fazla eşyaları, oraya gelen ihtiyaç sahiplerine ulaştırdım.
Eşya paylaşımlarım yerel belediyeler, Tatavla Dayanışma Pazarı, Başka Bir Okul Mümkün, Ahtapot Gönüllüleri Derneği gibi kurumlarla devam etti.
Başkalarından destek almak
Siz ne kadar cömert olsanız da, özellikle de maddi konular söz konusuysa paylaşabileceklerinizin bir sınırı vardır. Böyle durumlarda yakın çevrenizden destek istemek için de istekli olmalısınız. Ben bu şekilde defalarca çevremden destek aldım. Bu vesileyle de,
- Manisa’daki okula gönderdiğimiz Nutuk’ları sağlayan Dağhan Uzgur‘a,
- Gaziantep’te Tıp okuyan bir öğrencinin ders kitaplarının sağlanmasına destek olan Elçin Dönmez’e
- Bursa’daki kitap gönderimlerine aracılık eden Ramazan Ünal’a,
- Farklı konulardaki destek taleplerime her zaman karşılık veren Burçin Özkan’a,
- İhtiyaç sahibi birine kitap gönderme ricamı kırmayan Duygu Yücel Kaya‘ya,
- Ahtapot Gönüllüleri Derneği’ne desteğimde yardımcı olan Orkun Yılgör’e,
- Muş/Korkut’taki Yedipınar İlköğretim Okulu’na ansiklopedi göndermeme aracılık eden Gökhan Gündüz’e,
- Yoğutçu Parkı Çapulcu Pazarı’na eşyaları taşımama yardımcı olan Barbaros Akkurt ve Levent Kaya’ya,
- Yoğutçu Parkı Çapulcu Pazarı yardımlarıma kitap desteği sağlayan Gülçin Erdiş‘e,
çok teşekkür ederim. İyi insanlar, iyi ki varsınız!
Yeni insanlar tanımak
Freecycle grupları başta olmak üzere, paylaşım yaptığım veya çeşitli konularda destek olurken tanıştığım bazı insanlarla arkadaş oldum. Bu da paylaşımın bir başka geri dönüşü aslında.
Doğru yerle, doğru insanla paylaşmak
Paylaşmak güzeldir dedik ama, doğru yerle, doğru kişilerle olunca tabi ki. Mümkün olduğu kadar birebir paylaşımlar yapmak daha etkili. Böylece paylaşımı yapan ve bundan faydalanan etkileşim içerisinde olacağı için, ortaya çıkan mutluluğa da direkt olarak tanık oluyorsunuz. Ayrıca yaptığınız fedârlığın yerine ulaşıp ulaşmadığından da emin oluyorsunuz.
Kurumsal olarak yapılan yardımlarda güven konusu daha hassas hale geliyor. Bu konuda güvendiğim ve şeffaf olduğunu gördüğüm bazı yardım kuruluşlarını sıralıyorum.
Eminim başka birçok şeffaf ve güvenilir yardım kuruluşu vardır. Ancak benim deneyimleyip, güven duyduklarımlarım bunlar. Eğer bu tanıma uyduğunu düşündüğünüz başka güvenilir kurumlar varsa yorum kısmına yazabilirsiniz.
Ayrıca İhtiyaç Haritası üzerinden de ihtiyaç sahibi olan yerlere ulaşmanız mümkün.
Paylaşın, paylaşmak güzeldir
Emin olun, herkesin paylaşabileceği, fazla olan bir şeyleri vardır. Bu kimi zaman eşyanız olabilir, zamanınız olabilir, ilginiz olabilir, sevginiz olabilir. Paylaşın, başka insanların hayatlarına dokunun. Onların hayatlarına dokunurken kendi hayatınıza da anlam kattığınızı göreceksiniz.
[…] Okuduğum kitapların tamamını elde tutmuyorum. Bu konuda biraz minimalist düşündüğüm için kitaplığımı sabit bir adete yakın tutmaya çalışıyor ve benim için anlamlı, çok beğendiğim ve yeniden okuyabileceğim kitaplarla başvuru kaynakları ve ansiklopedi niteliğindeki kitapları tutmaya çalışıyorum. Bunlar dışındakileri düzenli olarak arkadaşlarıma, kütüphanelere veya İnternet üzerinden tanımadığım kişilere hediye ediyorum. Paylaşmayı seviyorum. […]
[…] insanın, sadece kendisini düşünmeyip başkalarına da fayda üretebilmesi için empati ve paylaşma duygusunun gelişmiş olması gerekiyor. İnsanlığa dair fayda üretme arsuzu içinde olmayan, kendisinden başka birisini pek […]
[…] özünde kötü niyet barındırmasa da sosyo-ekonomik bir yararsızlık söz konusudur. Ben, kullanmadığım eşyalarımı düzenli olarak ya arkadaşlarıma veriyor ya da bir yerlere bağış…. Yani satma seçeneğini tercih etmiyorum. Özellikle okuduğum kitaplarımı da bu şekilde […]
[…] arkadaşlarıma, tanıdıklarıma da ya da internet üzerinden duyurarak herhangi birine hediye ederdim. Ancak sosyal fayda sağladığını düşündüğün bu yöntemin bazı sorunları olabiliyor. […]