Haftalık çalışma saati ve çalışan verimliliği
İş dünyasında son dönemin yaygın bir konsepti, artan çalışma saatleri ve sonu gelmeyen mesailer. Ancak çalışmalar gösteriyor ki haftalık çalışma saatlerinin artması çalışan performansını ve verimliliğini düşürüyor. Yani aslında firmaya verimli bir çıktı sağlamıyor bu durum. Çalışan tarafından baktığımızdaysa uzun çalışma saatlerinden ötürü özel hayatın minimuma inmesi ve sağlık sorunları gibi sonuçlar oluşabiliyor.
Thomas More’un Ütopya’sında günlük çalışma saati önerisi
1500’lü yılların başlarında İngiltere’de başbakanlık (Lordlar Kamarası başkanı) yapan hukukçu, devlet adamı ve yazar Thomas More, o dönemde kaleme aldığı Ütopya adlı eserinde günlük çalışma saatlerinin indirilmesinin hem çalışanlar hem de ülkeyi yönetenler için en iyisi olacağını savunmuştur.
More’un Ütopya’sında; tarlalarda sabah 3, öğleden sonra 3 olmak üzere günde 6 saat çalışılır. Yani çalışma süreleri sadece günde 6 saattir. Bu durumu More, seçkinlerin ve zenginlerin olmadığı herkesin üretime katıldığı Ütopya gibi bir ülkede 6 saat çalışma yeter diye açıklar.
Otomasyonla gelen verimlilik artışı, çalışma saatini düşürmedi
19. Yüzyıl’da, günlük 10 saatlik çalışma yerini 8 saatte bırakmıştı. 1930’lu yıllarda Amerikan Emek federasyonu haftalık çalışma süresini 30 saate indiren bir kanunu desteklemişti. Ancak II. Dünya Savaşı’dan sonra çeşitli sebeplerle çalışmanın azaltılması emeğin gündeminden çıktı. Haftada 40 veya daha fazla çalışma sorgusuzca kabul edildi ve asıl odaklanılan şey, bunun karşılığında alınacak ücret haline gelmeye başladı (Dört Gelecek, Peter Frase).
Keynes, 1930’da yazdığı makalede teknolojik yenilikler sayesinde insanların daha az çalışacağı bir geleceği müjdelemekteydi. Keynes’e göre haftada 15 saat yeterli olacaktı (Çalışmanın Mitolojisi, Peter Fleming). Ancak Keynes’ten bu yana verimlilik 3 kat daha artmasına rağmen çalışma saatlerinde azalma olmadı (Dört Gelecek, Peter Frase).
Bertrand Russell: “Çalışmak abartılmış bir erdemdir”
Britanyalı matematikçi, tarihçi ve filozof Bertnard Russell, 1932’de yayınlanan “Aylaklığa Övgü” adlı metninde çalışkanlığın abartılmış bir erdem olduğunu ve bireyin kendi ilgi alanlarına ayırdığı boş zamanın medeni yaşamın bir gerekliliği olduğunu savunmuştu. Russell’ göre barış zamanlarında, erdem kabul edilen çalışkanlık algısı toplumun yarısı aşırı çalıştırılırken diğer yarısının da işsiz olmasına sebep oluyordu. Öte yandan, herkes topluma bir miktar iş borçluydu ve günde dört saatlik çalışmayla hem toplumun ihtiyaçları karşılanmış olacaktı hem de herkes uygar yaşamın keyfini sürecekti.
Sağlıklı çalışma süresi haftalık 39 saati aşmamalı
Australian National University (ANU) yeni araştırmasında haftada 39 saatten fazla çalışan kişilerin sağlığını riske ettiğini belirtiyor. Araştırma, dünya çapında 80 yıl önce belirlendiği üzere haftada 48 saat çalışma sınırının, sağlıklı bir yaşam için haftada 39 saate düşürülmesi gerektiğini gösteriyor.
2011 yılında İngiltere’de yürütülen bir araştırmada günde 11 saatten fazla çalışmanın kalp krizi riskini %67 oranında arttırdığı fark edildi. Ayrıca American Journal of Epidemology isimli bilim dergisinde de yine bu konuya ilişkin oldukça ilginç bir araştırmaya yer verildi. 50 yıl boyunca yapılan çalışmalarda ulaşılan sonuçları inceleyen bu araştırmada 8 saatten daha fazla çalışmanın stres, yüksek tansiyon, sağlıksız beslenme gibi olumsuz koşullara neden olduğu ve bu durumun da kalp hastalıkları başta olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına yakalanma riskini %40 ila %80 oranında arttırdığı sonucu elde edildi.
Günlük Yalnızca 5 Saat Çalışmanın Getirdikleri
Günlük çalışma süresini 6 saate indiren İsveç’te neler oldu?
Amazon’un haftalık 30 saatlik çalışma denemesi
Almanlar daha az çalıştıkları halde nasıl daha çok üretirler
Uzun çalışma süreleri şampiyonu Türkiye
Çalışanın kaderi ne olacak?
Uzun çalışma saatlerinin hem özel hayatı minimuma indirmesi hem de sağlık sorunlarına yol açması sebebiyle insanlar tarafından daha fazla sorgulanır hale gelecektir. Buna çözüm olarak çalışma şeklinin farklı konseptlere evrilmesi sonucu ortaya çıkabilir.
Bir yanda aşırı çalışan bir kesim ve diğer yanda çalışmayan insanlar. Bertnard Russell’ın önerdiği gibi, toplumun tümünün iş gücüne katılım sağladığı ve böylece günlük çalışma saatlerinin düştüğü bir yapı ideal olacaktır.
Serbest çalışma olarak tabir edilen model de giderek artmakta. En azından belli sektörlerde çalışanların dönemsel, gün bazında ve iş saatlerini kiraladığı bir yöntemin yaygınlaşması hem firmalar hem de çalışanlar için kazan-kazan durumu yaratacaktır.
“İdeal çalışma saati ne olmalıdır?” sorgusuyla sitesinize ulaştım. Harika bir içerik olmuş gerçekten. İyi çalışmalar dilerim.