Yaşarken pek farkında olmayız ama zamanımız sınırlı ve geri dönüşümü mümkün olmayan bir kaynaktır. Warren Buffett, “istediğim her şeyi satın alabilirim ama zamanı satın alamam” der. Bilimkurgu filmi Zamana Karşı’da (In Time) zamanı parayla satın almak mümkündü. Günümüzde de bedelini ödediğiniz hizmetlerle zamanı teorik olarak satın alabiliyorsunuz. Örneğin şehirlerarası otobüs yolculuğu yerine uçağa bindiğinizde, daha hızlı elektronik cihazlar ya da reklamlarla bölünmeyen dijital hizmetler satın aldığınızda zamanı satın almış oluyorsunuz. Aslında bu şekilde daha az zaman harcamış, kullanılabilir zamandan tasarruf etmiş oluyorsunuz ama hayatınızın toplam zamanı yine değişmiyor. Toplam zaman değişmiyorsa o halde çok fazla boş zamana değil, boşa geçmeyen zamana ihtiyacımız var.

Günümüz iş, yaşam, teknoloji ve İnternet koşullarında insanın kullanılabilir zamanı giderek azalıyor. Doğal olarak insanlar daha fazla boş zamana sahip olmak istiyorlar. Bence her şeye rağmen insanların genel olarak hâlâ ciddi bir boş zamanı var ancak yaşam koşulları ve dikkat dağıtıcı unsurlarla o boş zaman dilimleri çok küçük parçalara ayrılıyor ve giderek kullanılabilir olmaktan çıkıyor. Ve biz hiç boş zamanımız olmadığı hissine kapılıyoruz. Aslında ihtiyacımız olan şey bolca boş zamana sahip olmak değil, boşa gitmeyen gün geçirebilmek.

Yapılan bir araştırmaya göre günde 2 saat ile 5 saat arasında boş zamanı olanların yaşam tatmini daha yüksek. 2 saatten az boş zamana sahip olmanın rahatsızlık vermesi anlaşılabilir ancak bu araştırma bize gereğinden fazla boş zamanın da doğrudan yaşam tatmini sağlamadığını gösteriyor.

İnsan aktifken daha da aktif oluyor, her boşluğu bir şeylerle dolduruyor. Ve bu dolan boşluklarla aynı zaman dilimi içerisinde çok daha dolu, çok daha renkli ve çok daha kaliteli şekilde zaman geçirmek mümkün olabiliyor. Bunu hem kendi yaşam tecrübemle defalarca deneyimledim hem de sayısız başka örnekte gözlemledim.

Burada ilk akla gelen şey, “her boşluğu dolduracaksak ne zaman dinleneceğiz” sorusu olabilir. Zaman boşlukları anlamlı şekilde doldurulduğunda dinlenmek için de hâlâ zaman kalıyor. Siz sadece kullanılmayan tüm boşlukları değerlendirmiş oluyorsunuz, zamanınız boşa gitmiyor, tek fark bu.

Tükenme noktasına gelmeksizin anlamlı uğraş ve aktivitelerle doldurulan günler hayatı en verimli yaşamanın yolu. Sahip olduğunuz zamanın toplamını değiştiremeyebilirsiniz ama onu en verimli şekilde kullanarak daha kaliteli bir hayat yaşayabilirsiniz. Bu aynı zamanda yaşadığınız süresinin algısını da değiştirecektir. Sonuç olarak aktif bir yaşam, boşa geçmeyen bir hayattır.