18 Ağustos 1999 UFO gözlemim
Bundan tam 20 yıl önce gerçekleşen 17 ağustos 1999 Depremi‘nden bir sonraki günün gecesi uzaktan ama net bir UFO gözleminde bulundum. Bu yazıda, 18 Ağustos 1999 gecesi gerçekleşen UFO gözlemimden detaylı olarak bahsedeceğim.
Neden bu kadar gecikti?
Bu yazıyı yıllar önce yazmayı istiyordum aslında ancak UFO’larla ilgili gözlemlere şüpheyle yaklaşmanın ötesinde bir inanmama hatta direkt reddetme durumumu var. UFO’larla ilgili yayınlanan görüntülerin ve iddiaların büyük oranda sahte olması da bu önyargıyı daha güçlü tutuyor. Bu sebeple, karşınızdaki kişiler size inansa da, “muhtemelen gördüğün şeyi karıştırmışsındır, başka bir şeydir o” yaklaşımında bulunuyorlar. Ancak dünyaya ait bir taşıt veya cisimle bir UFO’yu ayırt edebilecek bilgiye sahip olduğum gibi, gözlemin süresi de hayli uzundu. Olayın üzerinden 20 yıl geçtiği için, bu yuvarlak rakamlı yıldönümü vesilesi ile artık detayları yazmaya karar verdim.
17 Ağustos 1999 Depremi
Daha önce Türkiye’nin özellikle Doğu illerinde şiddetli ve yıkıcı depremler olmuştu ancak 17 Ağustos 1999 Depremi, yakın tarihlerde büyük bir şehirde gerçekleşen ilk depremdi. Birçok açıdan hazırlık yakalandık, panikledik. Deprem sonrasında binamız sağlam olmasına rağmen artı sarsıntılardan korkarak evimize girmedik. Biz de o günün gecesi ve ilerleyen birkaç günde, İstanbul’daki yüzbinler, belki de milyonlarca aile gibi geceyi dışarıda geçirdik. Tüm geceyi dışarıda geçirmek, gökyüzünü seyredebilmek için eşsiz bir fırsattı. Özellikle de şehirde oturuyorsanız.
18 Ağustos 1999 gecesi
Depremden bir sonraki gece, dışarıda geçen ikinci gecemizdi. Hava inanılmaz şekilde açıktı ve görebileceğiniz kadar çok yıldızı gözlemleme şansınız vardı. Ben, o güne kadar UFO’larına varlığına hep inandım ve inanmak istedim. Kayan yıldızlar için “acaba UFO mu?” dedim ancak o gece hiç şüpheye yer bırakmayacak şekilde UFO gözlemim oldu.
Kendi ekseninde yalpalama ve ani manevralar
Saati tam hatırlamamakla birlikte, gece yarısına doğru olduğunu hatırlıyorum. Yapacak fazla da bir şey olmadığı için gözyüzünü seyretmeye başladım. Bulunduğum noktanın kuzeydoğusunda hareketli ve parlak bir cisim farkettim. Cisim, kendi ekseni etrafında bir tabağın masaya yanlamasına bırakıldığındaki gibi yalpalayarak hareket ediyordu. 90’lı yıllardaki UFO programlarında buna benzer yalpalama görüntüleri hatırlıyordum ve onları gördüğümde bana saçma geliyordu: “Tüm galaksiyi aşıp da gimiyi kendi ekseninde sabit mi tutamıyorlar yani?”. İlginç ama bu da yalpalıyordu.
Cismin dikkat çekici asıl hareketi, manevralarıydı. Kendi ekseninde yalpalayarak dönerken, bir yandan da ani hareketlerle bir sağa, bir sola, bir yukarı ve bir aşağı gidip geliyordu. Böylesi manevraları, üstelik o hızlarda yapabilecek bir taşıt henüz görmemiştim. Üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen halen böyle bir taşıt yok.
Işıklı halkalar
İç içe geçmiş 3 ışık halkası vardı. Cismin uzaklığını tahmin etmem zor ancak gökyüzünde görebileceğiniz en parlak ve iri cisimden birkaç kat, en azından ışıklı halkalarını farkedebilecek kadar büyüktü.
1999’daki gözlemimin biraz olsun gözlerde canlanabilmesi için, gözlemimdeki cisme çok benzeyen UFO’nun yer aldığı ve aşağıda göreceğiniz Londra görüntülerinden bir ekran görüntüsünün gece şeklinde renklerini ters-yüz ettim. Bulutları saymazsak, aşağı yukarı böyle bir görüntüydü.
Uzun süren gözlem
UFO kaybolmuyordu ve belli bir bölgede manevralarına devam ediyordu. Bu kadar uzun sürünce ben de yaşıtım olan birkaç kişiye cismi gösterdim. Cismin varlığı ilgi gördü ancak UFO olduğu konusunda emin olamadılar. Bu arkadaşların bilime ve genel anlamda teknolojiye olan mesafesi de çok yakın değildi ve ilgileri de kısa sürede kayboldu. Ben de bir süre daha izlemeye devam ettim.
Dönemin olanakları, gözlemi kayda almaya engel oldu
Cismin manevraları aralıksız saatlerce sürdü. Ben de sonunda izlemeyi bırakmak zorunda kaldım. Çünkü aşağı yukarı hep aynı şeyi görüyordum ve yapabilecek başka bir şeyim de (daha iyi gözlemlemek veya kayda almak gibi) yoktu.
Bir ara teleskop gibi bir cisimle izlemeyi düşündüm ama eve çıkmaya korktum açıkcası. Ayrıca çıksam da alacağım teleskop son derece kalitesiz ve basit bir modeldi. Böyle bir hareketli cismi gözlemek için de hiç uygun değildi. 1999 şartlarında cep telefonu, kamera veya dijital fotoğraf makinesi gibi olanaklar da olmadığı için gözlemi kayıt altına alma şansım da olmadı ne yazık ki.
Benzer türden bir UFO Londra’da da gözlendi ve kayda alındı
Gördüğüm UFO’ya en çok benzeyen cisim, 2011’de Londra’da gündüz vakti çekilen videodakine çok benziyor. Fikir vermesi için ekliyorum ancak PC üzerinden yüksek çözünürlüklü olarak izlemenizi tavsiye ediyorum. Özellikle 56. saniyeden itibaren görünen büyük cisme odaklanın.
Daha iyi bir gözlem umudu
Ölmeden önce gerçekleşmesini çok istediğim şeylerden birisi de UFO’larla ilgili çok daha net bir gözlem yapabilmek veya doğrudan gözlem yapamasam bile çok net şekilde kayda alınması. 1999’daki gözlemimden sonra bunun birkaç versiyonunda rüyamlarımda gördüm. Aniden ortaya çıkan ışıklı dev gemiler… Bizim için sonu iyi olur mu bilmiyorum ama bunu ölmeden yaşamayı istiyorum.
Bitirmeden, UFO’lar hakkında
UFO’ların varlığı tartışma konusu ancak ben de UFO görebilmiş sayılı şanslı insandan biri oldum. Birçok insan belki de UFO’lara inanmıyor. Neredeyse tüm görüntülerin ve iddiaların sahte olduğunu düşünüyor. Ancak, eğer hiçkimsede şüpheye yer bırakmayacak şekilde gözlenebilselerdi, UFO iddialarına sağlıklı şekilde yaklaşabilmenin ve UFO görmüş olmanın bir ayrıcalığı kalmayacaktı.
UFO’ların ille de karşınıza Star Trek: Into Darkness filminin açılış sahnesindeki gibi mi çıkması gerekiyor?
Aynı zamanda şuna da eminim ki, şu an UFO’ların varlığını inkâr eden ve tüm iddia ve kanıtlarla dalga geçenler, günün birinde çok net bir UFO gözlemi yaşandığında, bir anda konunun uzmanı kesilecek ve herkesten fazla konuşacaklardır. Dediğim gibi; önemli olan, konuya şimdi sağlıklı yaklaşabilmek.
Güncelleme: 11-13 Nisan 2020 tarihleri arasında Manisa’da, benim gördüğüm UFO’nun birebir aynısı üst üste üç gün görüntülendi.
Merhaba, son gunlerde ufo goruntuleri paylasilmaya basladi, bu da benim 99 gecesinin ertesi aksaminda gordugum ufo goruntusunu aklima geldi. Cunku goruntu benim gordugum cisme cok benziyordu. Acaba onu o gece goren tek kisi ben miyim diye google paylasimi yaptim ve bu yaziyi buldum. Bunca kisinin gordugu tesaduf olamaz. Ya devlet bizimle kafa buluyor ya da gercekten ufolar geldi diye dusundurdu:). Oyleyse neden iletisime gecmedikleri de ilginc. Bu arada ufoyu 18 agustos gecesi istanbul avcilar da gordum.
Yıllar sonra aklıma gelen bir şey 1999 deprem gecesi Ankara’da da depremler olmaktaydı herkes gibi bizde dışarıya çıkmıştık 10 yaşındaydım ve ilk bisikletim alınmıştı 1 ya da 2 gün önce depremden sonra dışarıya çıktığımızda aklım bisikletimdeydi iki binanın arasında balkondaki bisikletime bakmak için gittiğimde oval bir cisim gördüm turuncu renkte parlıyor ve çok hızlı hareket ediyordu boyut olarak neredeyse pilates topu büyüklüğünde ağaçların dalları arasında gördüm ve benim hareketimi görünce bir anda hızlı bir reaksiyon gösterdi ve gök yüzüne doğru saniyeler içinde kayboldu . Bu bir depremden dolayı yaşadığım psikolojik birşey mi ya da uykusuzluktan gelen bir göz yanılması mı bilemiyorum ama beni bu yaşa kadar merak içinde bırakan bir olay.
Ben de aynı hafta İstanbul Yenibosna’ da bir ufo’yu yarım saatten fazla izledim. 17 Ağustos’tan bir hafta kadar sonraydı. Artık çadırlardan evlere geçmiştik. Gece 4 e yaklaşıyordu ve bağırma sesleriyle uyandık. Bir genç ile bir grup arasında bir tartışma vardı. Tam olarak olayın ne olduğunu anlayamadan grup dağıldı. Ancak sonradan öğrendiğimizde o gece orada bir cinayet gerçekleşmişti. Bu olayın gürültüsü ile uyandığımızda, yaşadığımız binanın belki 7 8 bina ötesinde ve yaklaşık 5 katlı bir bina kadar yukarısında ( İnanılmaz yakın) 2 uçak kadar büyüklükte bir UFO izledim. Sadece ben değil o gece evdeki 5 kişi yarım saat boyunca ağzımız açık o cisme baktık.
Detayların hepsi dün gibi aklımda. UFO uçan daire diye adlandırılan cinse sahipti. Alt kısmı yuvarlak üst kısmı ise daha küçük bir yuvarlak bölümden oluşuyordu. Üst kısım sanki bir kontrol odası gibiydi. Ve farklı renklerde pencereleri vardı. Ses hiç yoktu. Hareketleri çok yavaş ve yatay dalgalanma şeklinde yani ufak ufak bir sağa bir sola şeklinde. Daha önce de belirttiğim gibi yaklaşık yarım saat kadar gözlemledik. O zamanlar teknolojik aletler bu kadar yaygın değildi. Bizde de sadece eski tip filmli bir fotoğraf makinesi vardı. O zamanlar onu gidip aldığımı ve fotoğrafı çektiğimi hatırlıyorum. Bütün film bitene kadar hep fotoğraflarını çektim. Fotoğraf makinesinin patlayan flaşıyla belki biraz aydınlanır ve fotoğrafta çıkar umudum vardı. Bu arada bahsettiğim 1999 yılında 13 yaşındayım. Babama çıkarttırması için verdim filmi. Babam da bir fotoğrafçıya. Ne yazık ki gelen sonuç bir hüsrandı. Filmler tamamiyle yanmıştı. Ben fotoğrafçının iş bilmezliği olarak yorumluyorum. O dönemde herkes fotoğraf banyosu konusunda yetkin değildi. Sanırım çıkarırken bir yanlışlık yaptı bilemiyorum dediğim gibi sadece 13 yaşındaydım.
Sonuç olarak o günden geriye o güne ait sadece anılarımız kalmıştı. Ancak sizlerin de deneyim yaşadığı tarihe bakılırsa o günlerde oldukça rahat bir şekilde görülmüşler. Ve en az 1 hafta kadar çeşitli yerlerde araştırma ya da gözlem yapmışlar. Artık amaçları her ne ise.
17 ağustos gecesi izmir yenifoca da benim gördüğüm siyah ücgeni gören başka kimse yok mu acaba..çiğli ana jet üssünün gördüğünü biliyorum.. çünkü,iki tane jet arkasına takılıp takip etmeye başladı.benim gördüğüm uçan daire değildi. devasa uzay gemisiydi.
Ben deprem zamanı değil ancak 2006 yılında Afyon’da benzer bir deneyim yaşadım. Ve o gün anladım ki ama dünya dışı ama insan yapımı daha önce bilmediğimiz ve görmediğimiz araçlar kesinlikle var! Muğla ‘ya gidiyorduk araba ile… Afyon’da mola verip devam etmiştik ve geceydi. Araçta herkes uyuyordu. Engebeli yollar aşılıp düzlüğü gelmiştim. O an beynimin yorumladığı şeyi önce söylemek isterim( bu 3 saniyelik bir olay); sanki 20-30 metre ilerde yolda ters düz olmuş bir cips paketi gördüm, arabanın farları ile parlıyordu ve aracın hareketi ile o paket üzerimden savruldu. Bu algımın doğru olmadığı cisim üzerimden geçtiği anlam anlamıştım çünkü; cips kağıdı olduğunu düşündüğüm şey tam üstümden geçerken başımı aracın camına uzatıp yukarı bakma ihtiyacı hissettim çünkü o aslında büyük bir kütleydi ( ve muhtemelen 20-30 metrede duran bir kağıt değil çok daha uzak mesafede belki 200 metre ötede yolda duran büyük bir cisimdi) Ve beni en çok inandıran şey cisim arabanın üzerinden geçtiği an inanılmaz bir titreşim oldu, hem araç hem de bedenim resmen titredi be aynen filmlerde duyduğumuz o ses ( ultra sound) “vuuuuuuuuuvvv” gibi bir ses çıkardı. Ve ben panik hali ile araç içinde “ ufa gördüm, ufo gördüm” diyerek insanları uyandırmıştım. Ez cümle tekrar etmek gerekirse, uçak , jet, helikopter, iha vs…. dünya üzerinde bildiğimiz araçların dışında ama insan yapımı ama dünya dışı canlı yapımı daha önce bilmediğimiz görmediğimiz incelemediğimiz değişik bir araç, cihaz ya da adı her ne ise öyle bir şey “ kesinlikle var”.
17 ağustos 1999 da Küçük Kumla sahilinde arkadaşlarla oturuyorduk. Depremden yaklaşık 5-10 dakika önce büyük bir siyah üçgen şeklinde bir cisim yaklaşık 400-500 metre üzerimizden geçerek sahile paralel bir şekilde Yalova’ya doğru ilerledi. Sadece 5 adet ışığın oluşturduğu muntazam bir üçgen şeklindeydi. İşin garibi bu boyutta ve bu yükseklikte giden bir uçak olsa en azından bir ses duyardık, fakat hiç ses yoktu. Yanımdaki kız arkadaşım ve ben birbirimize şaşkınlıkla bakarak bu devasa boyuttaki aracın geçişine şahit olduk. Maalesef o zamanlar kameralı telefonlar yoktu, ama olsaydı rahatlıkla kayda alınacak süre vardı. Benden önce yukarıda yorum yazan Sefa isimli arkadaşın bahsettiği uçan cisimdi sanırım bu gördüğümüz. Olayın şaşkınlığını atlattıktan sonra evlere dağıldık ve yastığa başımı koyar koymaz deprem başladı. Bugün depremin yıldönümü ve aklıma geldi bir anda. Nette araştırınca da ilk bu site denk geldi.
ben dünya dışı varlıklara inanan ve gençliğimden beri bu konuları araştıran okuyan biriyim. 17 Ağustos gecesi İstanbul Okmeydanındaki evimizde gece 12.30 du balkonda çıktım ve evimizin 200 metre kadar önünde ve yaklaşık aynı mesafe kadar yüksekteydi. Üçgen parlak ama beş adet daha parlak ışıkları vardı. hemen seslendim eşim ve kayınvalidem de geldi. uzay aracı inanın çok yakınımızdaydı ve o kadar yavaş evimizin üzerinden geçtiki yaklaşık 4-5 dakika sürdü. arka balkona geçtik orada da yavaş ve hiç ses çıkarmadan geçmeye devam etti. sonra birden öyle hızlı bir şekilde uzaklaştıki saniye değil bir salisede. ama araç o kadar büyüktü ki filmlerdrki gibi inanılmaz boyutlardaydı.
artık kesinlikle inanıyorum bu dünya dışı varlıkların depremlerle kesinlikle bir ilişkisi var. ya tetikliyorlar ki bence bu değil yada olacakları önceden biliyorlar ve gözlem yapıyorlar. fakat şu bir gerçek her büyük depremler den önce ve sonra dünyanın her yerinde ortaya çıkıyorlar ve görünmektede artık bir sakınca görmüyorlar
Ben 16 ağustostan 17 ağustosa (1999) geçeceğimiz gece, akşam 8-9 sularında gördüm çanakkale geyikli odunluk eski iskelede yazlıkta terasta gördüm. Daha 11 yaşında olduğum için nasıl olsa inanmazlar diye o gece aileme söylemedim bile. Büyüdüğümde zaman zaman bana deli demeyeceklerine emin olduğumda anlattım ama yine ciddiye alınmadım. Tarihini unutmamamın nedeni o gece deprem oluşu idi. ve bir süre boyunca insanların alev topu gördük deyip bunu uzaylı gördüğünü zannederek televizyona çıkıp kadın programında anlatıyolardı. Büyük ihtimalle deprem öncesi oluşan ışıkları gördüler. Benim gördüğüm ne üçgen ne de etrafında ışıklar olan bir cisimdi. Berrak bir gecede çok net gözlemlenen dolunay gibi yuvarlak beyaz parlaktı. İlk baş ay zannettim ama o saatte ay geyikli yönünden yeni doğmuş ve rengi daha farklı oluyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde daha tepeye çıkıyor ve iyice sabaha karşı yunanistan yönünde deniz üzerinden ay batıyordu. Yani o saatte o noktada ay olamazdı kontrol etmek için ayın olmasın gereken yere de baktım evet o orda olması gereken konumdaydı. Daha sonra gözümü kırpmadan o aya benzeyen cismi izledim. 5-10 sn sonra yok oldu. Birkaç saniye sonra daha küçük çapta ve daha uzakta tekrar aydınlandı o daire. Yine 5-10 sn yandıktan sonra söndü ve tekrar kapkaranlık oldu. Sanki dünyadan uzaklaşıyordu ve uzaklaşırken çapı küçülmüş görünüyordu. Bu böyle 4-5 kere oldu ve sonra tamamen görünmez oldu. Diğer ufo görenlerin hikayelerini okuduğumda yalpalayan, süzülen hatta etrafında renkli ışıklar olduğunu söylüyorlar. Benim gördüğüm süzülmeden donuk şekilde asılı duruyordu, söndükten sonra daha uzak bir noktaya sıçrayıp tekrar görünüyordu. Bizim sitede bizden başka sadece bir aile daha vardı ve bir de bekçinin ailesi vardı. Zaten zeytinliğin içinde yeni kaba inşaatı bitmiş tenha bir yerdeydi site. Geyikli o dönemde henüz popüler değildi ve daha tenhaydı. Biz neden ordaydık? Çünkü temmuz başında (1999) çanakkalede çok büyük bir deprem olacak şiddeti 7e yakın deniyordu. Herkes yavaş yavaş şehir dışına kaçtı. Biz de bu yazlık eve geldik. henüz mutfağı bile yoktu alt terasta yattık bir süre. Sonra eve yavaş yavaş yerleşmeye başladık. 16 ağustosta büyük bir halı yıkamıştık terasta o seriliydi kuruması için. Tesadüfen ben de kurumuş mu kontrol etmek için üzerine uzandığımda gördüm bu parlak daireyi. Gökyüzünde bulut yoktu. Yıldızlar, samanyolu çok net görünüyordu. Yani ayın önüne bulut gelmiştir vs gibi yorumlar yapmayın hiç. Zaten ay farklı bir noktadaydı o esnada.