Serbest çalışan devrimi
İş yaşamıyla ilgili standartlar ve algılar son 20 yılda oldukça değişti. Daha önce, bir firmaya girip, uzun yıllar orada çalışmak, hatta emekli olmak başarı sayılırken, bugün aynı işyerinde 3-5 yıldan fazla süre çalışmak bir başarısızlık gibi algılanıyor. Pozisyon ve firma değiştirme süreleri kısaldı. İnternetin sayesinde, bazı meslekler için, çalışanın mekânda bulunma zorunluluğu da ortadan kalktı. Değişen bir şey daha var; belli bir firmada sabit olarak çalışmak.
Serbest çalışanlar, İngilizce terimi ile “freelancer”lar, İnternet ve teknolojinin hızla yükseldiği bu çağda giderek genişleyen bir iş gücü grubu olma yolunda ilerliyor.
ABD’de serbest çalışanların, 2027’de en yaygın iş gücü grubu olması bekleniyor. Şimdiden ABD’de 57,3 milyon insan serbest çalışıyor ve 10 yıldan kısa bir süre içerisinde 86,5 milyona yükselmesi öngörülüyor. Bu rakam yükselirken, maaşlı ve sabit çalışanların sayısı da düşecek. Yani bir dönüşüm süreci söz konusu.
Twitter üzerinde yaptığım mini ankette, serbest çalışma oranı %7 gibi düşük bir rakam çıktı. Çalışmayan/İşsiz seçeneğini de oransal olarak dağıtırsak, %9,3 gibi bir rakam çıkıyor. Benim tahminlerime göre de Türkiye’deki serbest çalışma oranı %10-15 civarlarından daha yüksek değil.
Neden serbest çalışma?
Serbest çalışma şeklinin giderek daha fazla rağbet görmesinin çeşitli sebepleri var. Öncelikle teknolojinin sunduğu imkânlar, bilişim tabanlı işlerle uğraşanların zamandan, mekândan ve firmadan bağımsız olarak çalışabilmesine olanak sağlıyor. Bu, hem firmalar hem de çalışanlar için daha verimli bir çalışma şekli ortaya çıkarabiliyor. Firmalar daha düşük maliyetlerle çıktı alabilirken, çalışanlar da esnekliğin konforunu yaşayabiliyor.
İş-yaşam dengesi
Bir başka sebep de, yüksek çalışma saatleri sonucu ortaya çıkardığı iş-yaşam dengesizliğine karşı serbest çalışma modelinin uygun bir çözüm olması. Artık para, herkes için en önemli motivasyon kaynağı değil. İş ve yaşam dengesini sağlamak artık giderek daha fazla önem kazanıyor. Günün en güzel saatlerinde tek bir mekâna kapanıp, yüksek çalışma saatleriyle hayatını sürdürmek yeni nesil tarafından pek tercih edilmiyor. Eşi Bill Gates’le birlikte erken yaşta iş dünyasından ayrılan Melinda Gates de birkaç ay önce ABD’deki işkoliklik kültürünün sona ermesi gerektiğini belirtti.
Serbest çalışanların tercih ettiği sektörler
Serbest çalışanların en fazla tercih ettiği sektörler; pazarlama, danışmanlık ve koçluk hizmetleri, tasarım, yazılım geliştirme, fotoğrafçılık ve yazarlık. Türkiye’yi hesaba katarak düşünürsek bunlara eğitmenlik ve sanatsal üretim (resim, illüstrasyon, müzisyenlik) işleri de dahil edilebilir.
Avantajlar ve dezavantajlar
Serbest çalışan iş gücü, ortalama olarak kendini sabit çalışanlardan daha hızlı güncelleniyor ve geliştiriyor. Sürekli evrilen mesleklere daha kolay uyum sağlayabiliyor. Serbest çalışanlar, beyaz yakalılara göre daha iyi bir iş-yaşam dengesine sahip oluyorlar. Kendi kendilerinin patronları oldukları için daha özgür, yaratıcı ve verimli çalışıyorlar.
Dezavantajlara gelirsek; serbest çalışanların kazanç sürekliliği ve garantisi olmuyor. Firmalara ve şahıslara yapılan işlerin süreçlerinde ve ödemelerinde sorunlar yaşayabiliyorlar.
Yakın geleceğe hazırlık
İnsanlar giderek daha fazla serbest çalışma modelini tercih edecek. Firmalar da her pozisyon için birisini istihdam etmek yerine iş gücünü kiralamayı tercih edecekler. Bu her iki taraf için de en verimli çözüm olacak. İş gücünün geleceği buraya doğru evriliyor. Yıllarca serbest de çalışmış birisi olarak, beyaz yakalı rutininden sıkılmış olanlara serbest çalışma modelinin iyi geleceğini söyleyebilirim.
Serbest çalışanların genellikle çalışma saatleri daha fazla iş-yaşam dengesizliğine yol açtığı kanısindayım. Özellikle globalleşme, sebebi ile dünyanin her köşesinden kaynakların bulunabildiği düşünülürse haksiz rekabet yüzünden serbest çalışanları bol uykusuz geceler bekliyor. Amerikada ve Kanadada freelancer-lar Hindistan ve Çin den oldukça etkileniyorlar. Bununla beraber ek iş için harika fırsat, mesela online ders verenler, grafikerler ve sanat işleri ile uğraşanlar için oldukça iyi bir platform. Bence genelde bu durum maliyeti düşürme açısından firmalara daha çok yarıyor. Benim parolam, İşi bileceksin, işten çıkmıycaksın. Hele Türkiyedeki bu bolluk varken (servis, öğlen yemek, fazla mesai ödemesi, emeklilik pirimi vs).
Kendi kendine ingilizce öğrenirken kullandığınız kaynakları ve tecrübeleri paylaşır mısınız bir sonraki yazınızda ?
Kendi kendine İngilizce öğrenme üzerine ayrı bir yazı yazacağım. Bir sonraki yazıda olmayabilir ama gelecek yazı planlarım arasında var.
[…] olarak freelance şeklinde adlandırdığımız serbest çalışma, herhangi bir kuruma bağlı olmadan iş yapanlarla, ek gelir elde etmek isteyen maaşlı […]